Platon’a Kadar Siyasal Düşünceler Tarihi

Açıklama

Selam ben Mustafa. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi yada yaygın adıyla Mülkiye’de Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümünde okuyorum. Siyasal Düşünceler Tarihi dersinde okutulan Sokrates’ten Jakobenlere Batı’da Siyasal Düşünceler Tarihi ders kitabından aldığım notları sizlerle paylaşmak istedim. Her ne kadar bu notlar benim dersi yüksek notla geçmemde yardımcı olsada bazı eksiklikler yada yanlışlar içerebilir. Bu yazıda Platon’a kadar olan kısım yer almaktadır.

Giriş

Siyasal düşünceler tarihi deyince akla polis ve agora gelir. İnsanlığın medeniyete dair özlediği her şey poliste bulunur. Politika sözcüğü polisten gelmektedir.

Şehir: siyasal, toplumsal, ekonomik bir birikimdir. Kent ise daha mekansaldır. Kent var oluştan beri vardır, şehir ise siyaset ile ortaya çıkmıştır. Polisin karşılığı kent devletidir. M. Ö. 12. yüzyılda Hint-Avrupa uygarlığı Dorlar, Balkanlardan güneye Mykele’ye inerler. Burada diğer Hint-Avrupa uygarlığı Akhalar yaşar. Dorlar daha asabi olduğu için Akhaları yok ederler. Dorlar kayıt tutmadığı için M.Ö XII-IX arası karanlık çağdır.

M.Ö. IX-VII arası Homeros çağı olarak geçer (Ilyada ve Odsyssey). Dorlar geldikleri yerlerdeki halkı toprak kölesi haline getirmiş. Dorlardan kalan Akhalar Ege’ye İzmir bölgesine yerleşmişlerdir. Homeros çağında polisler şekillenmeye başlamıştır. Şefler (arkhon: kabile şefi) toprak ağalığını ilan etmeye başladılar ve kaçan köylüler (thetesler) pazar yerlerine yakın yerleşip polisi oluşturmaya başladılar. Tarım pazara bağlı kaldıkça kentler gelişti ve toprak ağalığı aristokrat sınıfını oluşturdu. Kabileler arası savaş nedeniyle kölelik olsada demokrasi döneminde oluşan köle sayısına yaklaşamadı.

Bu dönemde polisleri yüzölçümü genellikle küçüktü, daha tarım ve köy odaklıydı. Agora köy merkezi demekti. Şefin evinde (praytenion) durmadan ateş yanardı.

İlk dönemde atalar tapınımı ve evdeki ocağa tapma kültürü vardı sonradan Olympos’a tapmaya başladılar. Polisin kendisi tanrısal bir inançtır; ordusu yoktur ama savaş döneminde kendisi örgütlenir. Poliste sınıfsal eşitlik yoktur. Polis dini ve siyasi herhangi bir şeye benzemez kendisi hariç.

Bazı Kavramlar ve Kısa Tanımları
  • Praytenion: Şefin evi
  • Arkhon: Kabile şefi
  • Agora: Köy merkezi

Sparta

Spartaya ait çok kaynak yoktur kaynaklar hakkındaki destanlar ve düşmanlarının yazdıklarından oluşmaktadır çünkü yazılı kültür gelişmemiştir. Hakkındaki temel iki kaynak [Ksenophon (Sparta’yı öven) ve Plutarkhos (Sparta’yı eleştiren) ] bulunmaktadır.

Dorların yerleştiği birkaç köyün birleşiminden oluşmaktadır. Tarıma elverişli topraklardır ama liman olarak kullanılmaya müsait değillerdir. Göçebe bir toplum olduklarından özel mülkiyet yoktur. Helot denilen toprak köleliği vardır.

Helot’lar köle olarak topraklara bağlı yaşar. Topraklar içindeki köleler ile birlikte ailelere eşit olarak dağıtılır.

Basit bir siyasal yapısı vardır. Başlangıçta 3 kabile vardı, kabilelerin biri tasfiye edildikten sonra iki kral ile yönetilmeye başlanmıştır. Krallar savaş zamanı ordu komutanı olarak, barış zamanı ise ihtiyar heyeti (Gerousia) toplantılarına katılarak görev yaparlardı.

İhtiyar heyeti 60 yaşını geçmiş 30 ihtiyardan oluşan aristokratik bir meclistir. Görevi yasa tasarısı oluşturmaktır. Bu tasarılar halk meclisinde (Apella) oylanırdı. Her köyde bir denetçi (ephoros) vardı.

Toplumsal sınıf 3’e ayrılmıştır:

  • Spartiatlar: En yüksek sınıftır soy ile bağlıdır. Kleoros‘tan (toprak birimi) gelir elde eder tek işi savaşmaktır. Toprak biriminde değil Sparta içinde yaşar. Kleoros yada işçi satamaz, kleoros en büyük erkek çocuğuna kalır.
  • Perioikoslar(Çevredekiler): İşgal öncesinden kalan Akhalardır, siyasi hakları yoktur, evlenemezler. Spaarta’ya vergi verme karşılığı toprak sahibi olabilirler ve 2. sınıf asker olarak savaşabilirler.
  • Helotlar: Kleoroslarda çalışır mahsülün büyük kısmını toprak sahibine gönderir geri kalanını yerler savaşta sahibine yardım ederler yaşam şartları çok ağırıdır. 200.000 nüfusa ulaşmışlardır.

Helotlar içinde oldukları ağır şartlara isyan etmişlerdir ama isyan bastırlımıştır. Helot isyanı bastırıldıktan sonra Lykurgos yasası çıkarılarak spartalılar sert bir eğitime (agoge) tabi tutuldular.

Agoge ile 6-7 yaşında çocuklar ailelerinden alınarak Spartiat olmak için eğitildiler eğitimden geçemeyenler ve engelliler ölüme terk edildi. Siyasi hakları 20 yaşında başlar 30 yaşında Apella’ya girerlerdi. Bu yasanın anlamı spartiatlar arasında eşitlik sağlamak ve lüksü önlemektir. Eğitimde kız-erkek ayrımı yoktur ama kızların asıl görevi iyi bir nesil yetiştirmektir. Komando eğitimi (krypteia) ile 14 yaşındaki çocuklar kıra salınıp sıkıntı çıkaran helotları öldürürdü. Bu yönden krypteia’yı ilk gizli polis teşkilatı olarak görebiliriz.

Bazı Kavramlar ve Kısa Tanımları
  • Gerousia: Sparta ihtiyar heyeti
  • Apella: Halk meclisi
  • Spartiatlar: Üst sınıf vatandaşlar
  • Perioikoslar: Çevre halkı
  • Helot: Toprak köleliği sınıfı
  • Lykurgos Yasası: Helot isyanından sonra spartiat sınıfını güçlendirmek için çıkarılan eğitim reformu
  • Agage: Sert eğitim
  • Krypteia: İlk gizli polis teşkilatı

Atina

Tarım açısından verimsizdir, halk mecburen denizcilikle uğraşmak zorunda kalmıştır. Sanat konusunda çok ileri seviyelere ulaşmışlardır.

Özgür nüfusu 4’e ayrılmıştır:

  • Eupatrides: İyi doğmuşlar
  • Geomenes: Küçük çiftçi
  • Demigros: Zanaatkarlar
  • Thetes: Toprağı olmayan

Buna ek olarak köle olmayan ama haklarıda olmayan metoikoslar vardır.

Çoğu polis gibi krallık rejimini M.Ö. XII. yüzyılda tasfiye edip yerine soylulardan oluşan 9 arkhon seçilmiştir. Her arkhon savaş, siyaset gibi ayrı konulardan birine bakıyordu. İlkel hukuk kuralları ile yönetilmesi nedeniyle bazı aristokratlar yetkisini kendi lehine kullanmaya başladı.

M.Ö. 630 yılında Kylon baskınla Akropolis‘i ele geçiriyor ama alt sınıf baskına destek vermeyince baskın kanla bastırılıyor. Bu olaydan sonra soylular daha iyi bir yasa hazırlamak için Arkhon Drakon’u görevlendiriyor. Arkhon Drakon, Arkhon yasalarını yazıyor. Bu yasalar çok katı cezalar içeriyor soylulara aşırı güç vermiyor ve tarımsal değil. Yazılı bir yasa olması önemli bir husustur. Halk bu yasayı da istemeyince Solon yeni yasa yapıcı olarak görevlendiriliyor.

Solon borç köleliğini kaldırsada toplumdaki sınıf yapısını devam ettirdi, isyana karşı silahlı mücadelede bulunmayanların siyasi haklarının alınması ile ilgili yasa çıkardı. Ne halk ne aristokrasi Solon’un çıkardığı yasalardan memnun oldu.

Solun’un ardından Atina 4 partiye ayrıldı bunlardan fakir dağlıları temsil eden Diakrioi partisinin lideri Peisistratos iktidarı ele geçirdi ve demokrasiyi getirmek uğruna tiranlık yaptı. Bu dönem çoğu kişi tarafından Atina’nın altın çağı olarak gösteriliyor. Soyluların arazilerine el konulup dağıtılıyor.

Soylu topraklarına el konulduktan sonra Sparta’nında desteğiyle oligarşi tekrar hakim oluyor. MÖ 507 yılında arkhon olarak seçilen Kleisthenes tekrar demokrasiye dönüyor. Bu olay yönetici soy bağını yok edip deme denilen yerleşim yerlerine göre bağ kuruyor. Her demeye kendi meclis, memur hatta bayram oluşturma iznini verir. Arkhonların ve ihtiyar meclisinin yetkileri sınırlandırılıp Bule denilen meclis filli olarak yönetimi devralır bu meclise her deme kendi delegesini gönderir. (Bu dönemde yerel yönetim güçlenmiştir.) Köle sayısı azaldığından kölelerin değeri fazlaca artar.

Pers tehlikesi kapıda belirdikten sonra Atina önderliğinde polisler Antik Attika-Delos deniz birliğini kurar ve bu birliğe özerk bir bütçe sağlanır. MÖ 449’da Pers tehlikesi bertaraf edilerek Kallias Barışı yapıldı. Bu barışla beraber ekonomi çok canlanmıştır alınan esirler ile birlikte köle sayısı 400.000’e ulaşmıştır. Mülkiyet hakkı isteyen toprak ağaları, söz hakkı isteyen tüccarlar ve alt sınıf arasında bir gerginlik oluştu. Orta ve üst sınıfın desteklediği demokrat Perikles iktidara geldi.

Perikles alt sınıfa kolonilerden toprak vererek üst sınıf üzerindeki baskıyı azalttı. Bu dönem başta tiyatro ve demokrasi olmak üzere Atina’nın her yönden altın çağı olarak gösterilebilir sınıf farkı kaldırıldı ve herkes memur olma hakkına sahip oldu.

Vatandaşın sürekli katılıp yönetimi görebildiği ve yönetebildiiği Ekklesia kuruldu. Yetkileri çok gibi görünsede aslında sembolikti.

Sparta’ya karşı yapılan Peloponnesos Savaşları‘nda yenildikten sonra kötü gidiş başladı. Demokrasi geçici olarak bitti otuzlar tiranlığı dönemi başladı. 8 ay süren tiranlık döneminden sonra tiranlar indirilip demokrasi tekrar gelsede tüm Yunan Medeniyetleri gücünü yitirdi. Önce Makedonya polisleri ciddi olarak yıprattı ardından Roma kalıcı olarak yıktı.

Bazı Kavramlar
  • Eupatrides
  • Geomenes
  • Demigros
  • Thetes
  • Akropolis
  • Arkhon
  • Kallios Barışı
  • Deme
  • Ekklesia
  • Peloponnesos Savaşları
  • Otuzlar Tiranlığı
  • Plutokrasi
  • Aeropagus

Yorum bırakın

Mustafa Mir Ömer Kalkan